Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez dünyaya ilan etti: Olay haçlı hilâl meselesidir
16 mins read

Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez dünyaya ilan etti: Olay haçlı hilâl meselesidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından satır başlıkları;

Aziz milletim değerli vekil arkadaşlarım, kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.

Grup toplantımızın ülkemiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. 40. yıl dönümünü kutlayan KKTC’deki kardeşlerimizin cumhuriyet bayramını tebrik ediyorum.

Zulme dur diyen kahramanları rahmetle anıyorum. Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edeceğiz. Acıların yaşandığı bir dönemde gerçekleştiriyoruz toplantımızı. İsrail vahşetinin durması için diplomasi trafiğini artırarak ülkemiz için çalışıyoruz.

Geniş yelpazede ülkemize hizmet yolculuğunu kesintisiz sürdürdük. 1.5 milyon insanımızın katıldığı miting ile mazlum Gazze halkının yanında olduğumuzu gösterdik. Katılım sağlayan MHP Genel başkanı Bahçeli ile tüm genel başkanlara ve misafirlere teşekkür ediyorum.

Kalbi Filistin’deki kardeşleri için çarpan milletime şükranlarımı sunuyorum.

Ertesi gün 29 Ekim Cumhuriyetimizin 100. yaşını büyük coşku ile kutladık. Öküz altında buzağı arayanlara esaslı ders verdik.

Çok anlamlı semboller içeriyordu. Ordumuzun kabiliyetlerini gördük. Dünyanın ilk siha gemisi olan TCG Anadolu’nun donanmamıza kattığı gücü gördük. Yeni nesil bir uçak gemisi inşa etmek için kolları sıvadık.

‘Hava gücümüzde KAAN’la ilgili çalışmalar devam ediyor’

Yeni nesil uçak gemisi için kolları sıvadık, 2023 bitmeden Milli Muharip uçağımız Kaan’ın havalandığını göreceğiz. Bayraktar TB3 testleri gerçekleşiyor. Helikopter Gökbey 200 bin fit irtifa testini tamamladı. Aksungur uçuşunu başarı ile yaptı. Güçlü ve modern bir ordu olmazsa olmazımızdır. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. Siyasetiyle, ekonomisiyle, askeri gücüyle olmazsak bizi bu topraklarda yaşatmazlar.

Ülkemizin dışa bağımlılığını yüzde 80’lerden 20’lere düşürdüğümüz gibi savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefimize varacağız. Bölgemizde yaşanan gelişmeler bunun ne kadar acil mesele olduğunu hatırlattı.

Türk milleti olarak bu topraklarda onurlu şekilde yaşamak istiyorsak güçlü olmak zorundayız.

Siyaseti ile ekonomisi ile askeri gücü ile her alanda güçlü olmazsak bizi bu topraklarda yaşatmazlar. Habis niyetli çevreler kendilerini bir şekilde ifşa ediyor. Yıllarca Ermenistan topraklarımızda ham hayaller peşinde koştu ve Karabağ savaşında dersini alıp yerine oturdu. Şimdi de İsrail benzer hezeyanları dile getiriyor. Bunların da sonu hüsran olacak.

PKK’yı üzerimize salanların heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz. Bunu için önce beraberliğimizi güçlendirmeye ihtiyacımız var. Bu birliği destekleyecek siyasi yapıya da sahip olmalıyız. Güçlü ordu olmazsa olmazımızdır. İyi yetişmiş polis, jandarma huzurumuzun teminatıdır. Etkinliği artırılmış istihbarat vazgeçilmezdir. Hepsinin tamamlayıcısı yatırıma istihdama dayalı sağlam bir ekonomidir. Diğer türlü bu topraklarda bize nefes almak hakkı dahi tanımazlar. 1 asır önce bunu Çanakkale’de yaşadık. Vatanımızın nasıl lime lime edilmeye çalışıldığını gördük.

‘Heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz’

Hükümet olarak İsrail vahşetini durdurmak için diplomasinin tüm imkânlarını kullanıyoruz. Gazze halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik.

İstanbul Boğazı’nda donanmamızın yüz gemiyle yaptığı geçit töreni çok önemli mesajlar içeriyordu.

Komşularımızı bize karşı kışkırtanların heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz.

Ermenistan, Karabağ savaşıyla dersini aldı; yerine oturdu. Şimdide İsrail yöneticileri benzer hezeyanları ifade etmeye başladılar. Hiç merak etmesinler bunların da sonu hüsran olacaktır.

Netanyahu yanına iki bakan almış onunla aynı istikamette yürümüyor, Netanyahu gidicidir. Bütün mesele dünyada haklının yanında yer alacak olanların duruşudur.

Bu konuda maalesef beklenen gelişmeler oluyor mu; hayır. Hala olmuyor. Ve Amerika başta olmak üzere batı hep birlikte maalesef ters yüz olarak bu duruma bakıyor.

Fransa; önce farklı açıklamalar yapıyor. Daha sonra bakıyorsunuz geri vitese takıyor. Dürüst ol. Yani bir gün öyle bir gün böyle yapma. Sabah başka akşam başka olmayın. Türkiye gibi olun.

Okulları, camileri, hastaneleri kasıtlı hedef alan İsrail, bir şehri yok etme stratejisi uyguluyor. İsrail hükümeti katliamlarına 40 gündür devam ediyor. Zayıf düşersek bu barbarlığın çok kalleşliğin aynı şekilde tekerrür etmesine mani olamayız. Milletimizin istiklali için güvenlik güçlerimiz başta olmak üzere herkese muvakkafiyetler diliyorum.

İnsanlarımızın huzuru, ekonomideki sıkıntıların çözümü, deprem bölgesinin ayağa kaldırılması en öncelikli başlıklarımızdır. Bunlara ilave İsrail vahşeti de gündemimizin en üst sıralarında yer alıyor. Batının desteğini alan İsrail katliamlarına 40 gündür devam ediyor. Hastaneleri, okulları kasıtlı olarak hedef alan İsrail bir şehri topyekun yok ediyor. Bir devlet terörü estiriyor İsrail. Gönlüm ferah olarak diyorum ki İsrail bir terör devletidir. Hamas’ı terör örgütü olarak ifade ediyorsun diyorlar. Seçim kazanan bir parti Hamas. Hakkını elinden aldılar. Kim aldı, yine İsrail ile Amerika birlikte aldı. Bu gerçekleri görelim. Benim ülkemde bile Hamas’ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyenler var. Katledilen 12 bin Gazzelinin üçte ikisini çocuk ve kadınlar oluşturuyor. Tüm kavramlar yetersiz kalmakta. Savaşın da bir ahlakı vardır. Savaş hukukunun ilk kuralı çocuk, yaşlı ve hastalara dokunmamaktır.

Buradan sesleniyorum Netanyahu’ya, sende atom bombası var mı ok mu? Sıkıysa açıkla ama açıklayamaz. Ey İsrail sende atom bombası var ve bununla tehdit ediyorsun. Ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol neye sahip olursan ol gidicisin. Ahlak,, vicdan namına ne varsa kaybedenler insan değildir.

Karşımızda bir soykırım var. Şu anda yüzlerce binlerce avukat bunları Lahey adalet divanına götürüyor. Soykırım noktasında tüm adımları atıp gerekli duyuruyu yapacağız. İnsanım diyen kimse bu katliamları meşru göremez.

Bu katliamları aleni destek verenleri meşrulaştırmak için kork dereden su getirenleri de görmezden gelmiyoruz. Yavruların kanı İsrail’e destek sağlayanların alınlarına utanç lekesi olarak yapıştı. Her gün yüzlerce çocuk can verirken insan haklarından dem vuranlar tek kelime etmiyor.

Gazetecileri aileleri ile birlikte İsrail katlediyor. Uluslararası basın kuruluşları tek bir açıklama yapmıyor. BM üyesi 121 ülkenin sergilediği irade bir iki ülke tarafından gasp ediliyor. İsrailli bakanlar nükleer silaha sahip olduklarını itiraf ederken bununla ilgili harekete geçmiyorlar.

Pek çok çifte standarda şahitlik ettik. Paris’teki olayda 23 kişi ölmüştü. Dünyadan devlet başkanları gitmişti. Bizden de birileri o yürüyüşe katılmıştı. Peki şimdi 13 bine yakın insan öldü, nerede bu başkanlar. Hadi bir de bununla ilgili yürüyün. Vicdanınız insafınız yok mu? Olay haçlı hilal meselesidir.

Olaya böyle bakıyorlar. Kardeşlerim Gazze tüm dünyada maskeleri düşürdü. Gerçek yüzleri ortaya çıkardı. Bu kriz sadece yurt dışında değil ülkemizde de turnosol işlevi gördü. Milletimizin ezici çoğunluğu onurlu duruş sergiledi. Hukuk ve demokrasi zemininde tepki gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Sosyal medyadan gazeteye kadar tüm iletişim araçlarını kullanan basın mensuplarına teşekkür ediyoruz.

Dünyanın her yerinde meydanları dolduranlar gösteriyor ki İsrail insanlık vicdanında da mahkum oldu. Tüm Filistin dostlarını buradan saygı ile selaml9ıyoruö İsrail katliamlarına devam ederse tüm dünyada lanetlenen terör devleti olduğunu tescil ettirecektir.

Allah’ın izni ile zafer Filistin halkının olacaktır. Bizi asıl üzen iradesini İsrail’e kaptıran ülkeler değil gazi Melis’te söylenen sözlerdir. Birileri işgalciler ile vatanını savunanları bir tutabiliyor. Bu tavrın arkasındaki sebepleri biz gayet iyi biliyoruz. İdeolojik sapkınlıktan hakikati göremiyorlar.

Devir feryat etme devri değildir. Vakit evlatlarımız için gerekirse kendimizi yakma vaktidir. Bunu da hesapsız kitapsız hamasetle değil çalışarak güçlenerek yapacağız. Tabii bu süreçte nasıl bir duruş sergilediğiniz de önemli. Birilerinin yaptığı gibi mazlumla zalimi eşitlemek zalimi aklamak demektir. CHP’yi anlıyoruz.

Onların sicili bozuk. Asker polis katillerinin cenazelerinde boy gösterenlerden zaten başka bir tutum beklemiyoruz. Netanyahu gibi fanatikle aynı kefeye koyan yöneticileri esefle karşılıyoruz. Birileri rahatsız olacak diye Hamas’ı canlarını göze alan direnişçiler olduğunu dillendirmekten çekinmeyiz.

İsrail’in Gazzeli mazlumları hunharca katleden siyasi ve askeri yöneticilerinin uluslararası mahkemelerde yargılanmasını sağlayacak adımlar atacağız.

CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan gerçekten genel başkan mı emanetçi mi belli değil. Onu oraya oturtan efendilerinin bir sonraki adımı da meçhul. CHP ve 7’li koalisyonda kimin kimi hançerlediği bizim meselemiz değil. Önemli olan bu kifayetsiz muhterislerin hançerleri millete saplamasının önüne geçmek.

Kimi hususlar beklentilerimizin altında kalsa da kararların hayata geçirilmesi için çaba harcayacağız. İnsani yardımlar. 10 uçak dolusu malzemeyi Mısır’a sevk ettik. Cuma günü de 666 tonluk yardım malzemesi taşıyan gemimizi bölgeye gönderdik.

Mısırlı kardeşlerimizle yardım malzemelerini Gazze’ye ulaştıracağız. Kanser hastaları ve yaralı çocukların tedavilerinin ülkemizde yapılmaları ilgili görüşmelerimiz sürüyor. Bugün devlet başkanı eşlerinin katılımı ile Dolmabahçe’de toplantı gerçekleşiyor. Filistin için bir araya gelen misafirlere teşekkür ediyoruz.

Diplomatik temaslarımızı artıracağız. Gerek 121 ülke gerek bu 40 ülkeyle görüşeceğiz. BM kurulda çekimser oy kullananlara telefon açacağız.

Her türlü insani desteklerken İsrail’i yalnızlaştırmaya devam edeceğiz. Uluslararası mahkemelerde yargılanmalarını sağlayacak adımlar atacağız. Filistinlileri katleden yerleşimci denen teröristlerin her birinin uluslararası alanda bu sıfatla tanınması için çalışacağız.

İslam dünyasının Kudüs Filistin hassasiyetinin canlı kalması için tüm mekanizmaları işler halde tutacağız. Tek kalsak da Gazzeli mazlumları asla sahipsiz bırakmayacağız.

Kıymetli dava arkadaşlarım 50’den beri tarihin yanlış tarafında konumlanan muhalefetin gayri insani yerde durması tesadüf değildir.

Milletin değerlerinden kopukluk bunların genlerinde var. Halkın vermediği yetkiyi vesayet odaklarında arayanlar, terör örgütü ile iş tutanlar CHP’nin farklı dönemlerindeki temsilcileriydi. biz bunları daima karşımızda bulduk.

Partimizde yönelik kapatma davasından Mit krizine, 15 temmuz ihanetine kadar milletin egemenliğine kadar tüm teşebbüslere destek verenler bunlardı.

Vatandaşa tepeden bakma hastalığından kurtulamadılar. Anadolu insanını hürmete layık görmediler. Demokrasiyi hiçbir zaman içlerine sindiremediler. Milletle barışmayı istemediler.

Tek parti döneminden bu yana aktörler değildi ama CHP’nin faşist koflarında en ufak değişim olmadı. Atatürk’ün partisi kimiz zaman mezhepçi fanatiklerin kimi zaman marjinal örgütlerin her kılığa girenlerin elinde oyuncağa döndü. Bu gerçeğe son kurultaylarında şahitlik ettik.

Yenilenme dediler ancak kurultaylarında ne kadar demokrasi varsa tekmiline bir den selam çaktılar. Genel başkanlık koltuğunda oturan gerçekten genel başkan mı yoksa emanetçi mi belli değil. Onu oraya oturanların bir sonraki adımı ne olacak meçhul. Son seçimler öncesinde ayyuka çıkan kandil işbirliklerini sonlandırma adına hiçbir emare göstermediler.

Seçimin faturasını genel başkanlarına keserek kendilerini temize çekmeye çalıştılar. Bunlar vatandaşı kendileri gibi balık hafızalı sanıyor. Hepsi oradaydı. Millete siyasi etik dersi verenlerin tamamı o gün oradaydı.

Bugün recmettikleri genel başkanları ofis açmış. Orada inşallah mutfağı da unutmamıştır. 5*6 ay öncesine kadar yere göğe sığdıramayanlar da bunlardan başkası değildir.

Kimin kime ihanet ettiği bizim meselemiz değildir. Cumhurbaşkanı adaylarını günah keçisi ilan etmelerindeki çelişki de bizi ilgilendirmez.

Bugün o koltukta oturanın çarkçı olması da bizi alakadar etmez. Orakları ile kendi aralarında açıklığa kavuşturmaları gereken hususlardır.

Bize düşen o hançerleri milletimize saplamalarının önüne geçmektir. Milletimiz tercihi ile buna zaten izin vermedi. Seçimde bunu bir adım daha öteye taşıyacağız.

‘Benim milletim bunlardan çok çekti’

İstanbullu, Ankaralı hatta İzmirli de çok çekti. Yeniden buraları sahiplerine verelim. Beceriksiz idareciler yüzünden çürüyen belediyelerimizi kurtaracağız.

Hesabını vermeden bunların hiçbirine huzur yoktur. Geçtiğimiz günlerde 3 Kasım’da 21. yılımızı geride bıraktık.

Şanla şerefle ülkemize hizmetle geçen 21 yılda Türkiye’yi geliştirme çabasında olduk. Milletin iradesine leke sürdürmedik asla. Savunmadan ulaştırmaya, sağlıktan eğitime, sosyal yardımlara kadar ülkemize çağ atlattık. her bir ferdimiz bunları günlük hayatında yaşıyor ve tecrübe ediyor.

Onca saldırıya rağmen milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirdik. Gençlere taahhüt ettiğimiz internet ve indirimli telefon sözümüzü tuttuk.

Emeklilerimize 5 bin lira ödemeyi yatırdık. Aile ve gençlik fonuna dair süreç de mecliste şekillenmek üzere. 2024 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.

Çalışanları enflasyona ezdirmeme politikamıza önümüzdeki dönemde de bağlı kalacağız. Vatandaşımız gönlünü ferah tutsun.

Türkiye emin ellerdedir. Her türlü zorluğa göğüs gerecek güce sahiptir. Türkiye mutlaka hedeflerine ulaşacaktır.

CHP, bireysel başvuru hakkını içeren anayasa değişikliğinin iptali için AYM’ye başvurmuştur. CHP’nin bireysel başvuru konusunda söyleyecek hiçbir sözü yoktur.

İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını, ‘darbe’ olarak nitelemek bir başka utanmazlıktır.

Ayrıntılar geliyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir